Futbol Gelişim Projesi İş Birliği Protokolü imzalandı
Metin ARSLANCAN-Mehmet CANBULAT/İSTANBUL, – Ulusal Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ortasında Futbol Gelişim Projesi İş Birliği Protokolü imzalandı.
TFF Riva Hasan Doğan Ulusal Ekipler Kamp ve Eğitim Tesisleri Orhan Latife Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen imza merasimine Ulusal Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, TFF Lideri Mehmet Büyükekşi, TFF yöneticileri, davetliler ve basın mensupları katıldı.
Törenin akabinde TFF Lideri Büyükekşi, Ulusal Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’a ulusal grup forması armağan etti.
YUSUF TEKİN: KENDİ VÜCUDUNU YÖNETEN BİREYLER YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bu türlü projelerde devamlılığın değerine değinerek, “Daha evvel TFF ile futbol liseleri üzerinde bir çalışma yürütmüştük. Bu cins projeler başladıktan sonra devamlılığı sağlanmadığı sürece çok fonksiyonel olmuyorlar. Lider ve takımı bu hususta çok samimi inşallah bu mevzuda bu sefer adım atarız. Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak bu mevzulara neden girmeliyiz? Hangi başlıklar altında girmeliyiz ile ilgili birkaç cümle söylemek istiyorum. Biz Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak konuya 2 perspektiften bakıyoruz. Biri genel manada MEB’e bağlı okullarda spor kültürü ve spor alışkanlıklarının geliştirilmesiyle ilgili uğraşımız var. Bunu niçin yapıyoruz. Neden bu türlü bir şeyin içine giriyoruz sorusunu örnekle paylaşmak istiyoruz. Eflatun diye çevrilen bir filozofumuz var. Ülkü devlet diye bir devlet tasarımı var. Ülkü devlet dizaynında plato en çok bugünkü karşılığıyla yönetici dediğimiz kitle var. En çok yöneticilerin yetişmesiyle ilgili kısma ayırıyor. Bugün bizim biraz ıskaladığımız iki mevzu. Birisi müzik, birisi vücut eğitimi. Münasebeti çok enteresan diyor ki; kendi bedenini yönetemeyen bir yönetici diğerini asla yönetemez.’ Çocuğa evvel kendi bedenini yönetmeyi öğretmeliyiz. MEB olarak bu hususlara bakışımızı özetleyen perspektif olduğu için anlatmak istedim. Kendi vücudunu yöneten bireyler yetiştirmek istiyoruz. Spor alışkanlığı olan çocuklar yetiştirmek istiyoruz” diye konuştu.
“BU BİZİM YÜRÜTTÜĞÜMÜZ SÜRECİN BİRİNCİ BOYUTU”
Bakan Yusuf Tekin, kelamlarını şu formda devam etti:
“Buraya gelmeden biraz evvel bir ilkokulumuza uğradık. Orada bizim yaz aylarında gönderdiğimiz genelge kapsamında sabah çocukları yormadan fizik hareketleri yaptığı bir aktifliği birlikte katıldık. İstek ettiğimiz şey çocuklarımızın kendi vücutlarını yönetecek biçimde spor kültürünü geliştirmenizi istiyoruz. Burada yazın yaptığımız farklı boyutlara çekildiği için spor kamuoyunun dikkatini çekmeyen uygulamalardan biri büyük çoğunluğun seçebileceği seçmeli bir ders daha koyduk. ‘Spor Kültürü’ diye bir ders koyduk. Çocuklarımızı spor kültürü konusunda gereğince eğitmezsek önemli sıkıntılarla karşılaşabiliriz. Ortalama günlük aktivitelerine baktığımızda bizim çocukluğumuzdaki üzere bir aktivite içerisinde kitle görmüyoruz. Okullara genelge gönderdik ve çocuklarımızın cep telefonlarını sabah girerken okul yönetimine teslim etmelerini istek ediyoruz. Teneffüs olduğu vakit 10 – 15 dakika sınıfta telefonla durmak yerine okul bahçesinde, oyun alanlarında geçirmesi ismine okul bahçelerinin oyun alanına döndürülmesi konusunda hem ödenek tahsisi hem de yönlendirme yaptık. Bir boyutu da obezite ve sağlıklı ömür kültürü verilmesi istikametinde yapabildiğimiz kadar yapmak istiyoruz. Genel manada gençlerimizin spor kültürü, sağlıklı hayat ve kendi vücutları yönetecek formda yetişmelerini istiyoruz. Bunun için önlemler alıyoruz. Bu bizim yürüttüğümüz sürecin birinci boyutu” sözlerini kullandı.
“UZMAN BİREYLERİN MEB’E BAĞLI MESLEK LİSELERİNDE DERS VERMELERİ AYRICALIĞI TANIDIK”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, spor liseleri, hoş sanatlar liseleri ve meslek teknik liselerinin çeşitlenmesi gerektiğine kanaat getirdiklerini belirterek, “MEB 2014 yılında bir kavramı çok tartıştı. Proje okul diye bir kavram. Çok farklı boyutlara çekildi. İcadı, mevzuata koyan benim. Murat ettiğimiz şey, kamu bürokrasisi içinde rastgele bir okulun programı akademik takımı ve öğrenci seçimi ilgili konuları standart prosedüre tabi. Biz ‘okullarımızı makul projelerin yürütüldüğü okullar haline getirmemiz gerekir’ aksi takdirde sıkıntılar yaşayacağız. Meslek lisesinden örnek vereyim. Rastgele bir meslek lisesinde eğitim öğretim müfredatı bakanlık talim terbiye kurulunca düzenleniyor. Talim terbiye şurası başkanlığı sahayı bilmeyebilir. Ne cins elemana gereksinim var bilmeyebilir. Proje okul kavramı içine birinci ayrıcalık olarak müfredatın akademi dersler dışında meslek derslerini kesimle birlikte yapma inisiyatifi getirdik. Ayakkabıcılık ile bir iş yapacaksa dal temsilcisi kimse mesleksel müfredatı da birlikte yapacak. Bu proje okulun sahip olduğu ayrıcalıklardan bir tanesi. MEB bünyesindeki öğretmenler bölümdeki teknolojik gelişmeleri takip edememiş olabilirler. Dalın içinde büyüyen uzman şahısların MEB’e bağlı meslek liselerinde ders vermeleri ayrıcalığı tanıdık. Bu da bambaşka bir ayrıcalık. Bu okulların öğrenci seçimi ile ilgili ayrıcalık tanıdık. Yeteneği olan çocuğu seçin getirin bu okullara kayıt yaptırın dedik. Bir örneğini de spor liselerinde yaptık. Akademik eğitimle sportif eğitim verebilirsek hem bu manada akademik manada güzel eğitilmiş çocuklarımız spor da yapmış olurlar. İkisi birbirini tamamlar diye bu türlü bir yola çıkmıştık. Futbol lisesi TFF ile birlikte yaptığımız protokolle oluşturduğumuz liseydi. Proje okul mantığıyla yapıldı” diye konuştu.
“GENEL OLARAK SPOR KÜLTÜRÜNÜN GELİŞMESİNİ İSTİYORUZ”
Okullarda futbol ile ilgili müfredatı TFF ile belirlediklerini anlatan Bakan Yusuf Tekin, şunları kaydetti:
“Eğitim Öğretim takımını federasyon bizim öğretmenlerimiz dışında akademik takviye verecekti. Öğrenci seçimi konusunda da ayrıcalıkları vardı. TFF ile yaptığımız iş yürümedi lakin Türkiye Voleybol Federasyonu ile yaptığımız işte onlar sürece çok önemli sahip çıktılar. Bugün bayan voleybol kadromuzdan 20’nin üzerinde atletin voleybol lisesinden mezun olduğuna dair bir bilgi var. Orda başarılı olduk. TFF sürecinde istediğimiz başarıyı elde edemedik. Öbür okullar açtık. Salon sporları, atletizm, yüzme ve bisiklet ile ilgili federasyonlar ile o tarihlerde başlatmıştık. Tahminen biraz süreç yarım kalmış ve Gençlik ve Spor Bakanlığımızdan bilhassa federasyonları bu hususta yönlendirmesini TFF ile yaptığımız iş birliğinin başka federasyonlarla da yapılmasının manalı olacağını düşünüyorum. Genel olarak spor kültürünün gelişmesini istiyoruz. Hem de belirli spor kısımlarında uzmanlaşan şahısların yetişmesine bakanlık olarak katkı vermek istiyoruz. Bu hususta kapımız gerisinde kadar açık. Bir tek kaidemi var. Yürütmeyeceğimiz devamlılığın olmayacağı projelerle birbirimizi yormamamız gerekir. Kamu kaynaklarını bu manada efektif kullanmamız gerekiyor. Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak bu protokolü heyecanla takip edeceğime dair sizlerin huzurunda kelam veriyorum. Spor ile ilgilenen futbolla ilgilenen ilgili şahısları de dayanak olmaya çağırıyoruz. Başta spor kulüpleri olmak üzere. İş birliği yapmak isteyen spor kulüplerimizle de altyapı çalışması ve spor liselerini tematik hale getirecek projelendirecek çalışmanın içerisine girmek istiyoruz. Kulüplerimiz de bu manada vilayet müdürlükleri üzerinden çalışma yapabilirler. Maalesef Türkiye’de hem Ulusal Eğitim’in hem de sporun şöyle bir bahtsızlığı var. Sokaktaki herkes bu mevzuda fikir beyan ediyor ancak ben ne yapabilirim demiyor. Yalnızca herkes ‘Bakanlık bunu yapmalı’ diyor. Yapmalı kısmını aldık. Yapacaklarımızı öğrendik, gelin daima bir arada yapalım diyorum.”
OSMAN AŞKIN BAK: ÇOCUKLARIN, GENÇLERİN OLDUĞU HER ALANDA BİZ DE VARIZ
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Ulusal Eğitim Bakanlığı ile ortak eforlar içinde olduklarını belirterek, “Türk sporuna ve bedelli çocuklara katkılar sağlayacak projenin hayata geçecek olmasında memnunluk duyuyorum. Ulusal Eğitim Bakanlığı ve bizim bakanlığımızın ortak öznesi çocuklarımız. Onlar için sportif faaliyetleri arttırmak için ortak uğraşlar içindeyiz. Sayın bakanımla birkaç sefer görüştük. Ulusal Eğitim Bakanlığı bünyesinde spor faaliyetlerini arttırmak için neler yapabileceğimizi konuştuk. Bir tanesi de spor liselerini faal hale getirmekti. Sporu tabana yaymak için değerli bir süreç. Çocukları erken yaşta sporla buluşturmak çok kıymetli. Ulusal Eğitim Bakanlığı’na bağlı okulların faal formda kullanılması çok değer arz ediyor. Çocukların gençlerin olduğu her alanda biz de varız” diye konuştu.
“7,5 MİLYON ÇOCUĞUMUZA YÜZME ÖĞRETTİK”
Türkiye’nin Avrupa’nın en değerli spor altyapılarından birine sahip olduğunun altını çizen Bakan Bak, “Buralarda bu gençlerimizi en düzgün formda yetiştirecek antrenörlerin, yöneticilerin ve çocukların eğitimleri başta olmak üzere kıymetli bir süreç başlıyor. Anadolu’nun dört bir yanında şampiyonlar yetiştirmek istiyoruz. Ülkemizin gelişen altyapısı çok çok ehemmiyet arz ediyor. Muvaffakiyetlerin sürdürülebilir olması için sayın bakanımla daha evvel spor liseleri ortak idaresi çalışmasını yürütmüştük. Yüzme bilmeyen kalmasın projesinde 7,5 milyon çocuğumuza yüzme öğrettik. Yetenek taramasıyla uzmanlar tarafından yeni yetenekler bulduk. 6 milyon çocuğumuza yetenek taraması yaptık” sözlerini kullandı.
“YENİ ARDA GÜLER’LERİ YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ”
Projenin sürdürülebilir olmasının kıymetine değinen Osman Aşkın Bak, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Türk futbolunun gelişmesine değer veriyoruz. Bu süreç içinde malumunuz okullarımızdaki, ilkokullardaki öğretmenlerimize futbol temel eğitimi verilecek. Orta okullardaki öğretmenlerimize biraz daha geliştirilmiş eğitim verilecek. Bu süreç çok değerli. Bunların karşılığını görüyoruz. Bir şeyin sürdürülebilir olması, devam ediyor olması çok çok değerli. Voleybol lisesi ile sonuçları ortaya koyduk. Öbür federasyonlar bazında da yakından takip edeceğiz. Futbol akademisi çerçevesindeki öz kaynak tertibini ortaya koymamız gerekiyor. 6 yaşında başlayan süreç çok çok ehemmiyet arz ediyor. Gençlerin spor yapmasını istek ediyoruz. Burada kulüplerin iş birliği çok kıymetli. Üstün Lig’deki kadroların akademik yapısı da çok kıymetli. Avrupa’nın en genç tesislerine sahibiz. Çocuklarımızın milletlerarası arenada bizleri temsil etmesini dilek ediyorum. Gençleri çok uygun anlayan bir cumhurbaşkanımız var. Bu tesislerde büyük isimler yetişmeli. Yeni Arda Güler’leri yetiştirmek istiyoruz. Memleketler arası arenada Türk futbolunun hak ettiği yere gelmesini istiyoruz. Bu projenin çok çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak her noktada takviye vereceğimizi belirtmek istiyoruz. Bakanlık olarak üstümüze düşeni yapacağız.”
“BAĞIMLILIKLA VE OBEZİTEYLE GAYRET BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
Uyuşturucu ve makûs alışkanlıklarla da çaba ettiklerini aktaran Bakan Bak, “Bağımlılıkla ve obezite ile gayret bizim için çok kıymetli. Uyuşturucu ile makûs alışkanlıklarla uğraş ediyoruz. Çocukları salonlara, alanlara, tesislere yönlendirirsek daha güçlü bir toplum yapısına kavuşmuş olacağız. Bu protokolü destekliyoruz. Bize düşen misyonu takip edeceğiz. Emelimiz hoş ülkemizin gençlerine spor kültürünü aşılamak, sağlıklı bireyler yetiştirmek. TFF liderine ve takımına de teşekkür ederiz. Bu protokolün ülkemizin geleceği olan gençlere, çocuklara iyi olmasını diliyorum. Gelecekte güçlü bir Türkiye spor altyapısıyla, tesisleriyle gurur duymak istiyoruz. Futbol altyapısıyla da oyuncu yetiştiren, oyuncuları dünyanın değerli kulüplerine gönderen bir Türkiye istiyoruz. Hepimizin bu sorumluluğu almasını istiyorum” diyerek kelamlarını tamamladı.
MEHMET BÜYÜKEKŞİ: AVRUPA’NIN EN GENÇ NÜFUSUNA SAHİP ÜLKESİYİZ
TFF Lideri Mehmet Büyükekşi, projeyi hayata geçirecekleri için keyifli ve gururlu olduklarını belirterek, “Sizlerin de bildiği üzere uzun vakittir Gençlik ve Spor Bakanlığımız ve Ulusal Eğitim Bakanlığımızla epey değerli bir proje üzerinde çalışıyorduk. Sayın bakanlarımızın değerli takviyeleriyle kısa bir müddette tamamladık. Bugün sizlerin huzurunda futbol gelişim projesi iş birliği protokolünü imzalayacağız. Memnunuz, gururluyuz. Vazifeye geldiğimiz birinci günden bu yana Türk futbolunun gelişimi için çok kıymetli çalışmalara imza attık. Sürdürülebilir muvaffakiyetleri yakalamak için çalışmalarımıza durmadan devam edeceğiz. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkesiyiz” dedi.
“TOPRAĞA BİRİNCİ TOHUMU FUTBOL AKADEMİLERİ PROJEMİZLE ATTIK”
Büyükekşi, Türk futbolunun gelişimi öz kaynakları tesirli ve hakikat biçimde kullanmaya bağlı olduğunu söz ederek şunları aktardı:
“Türk futbolunun yeni yüzyılda öz kaynaklarından yetiştireceği dünya yıldızları ile değerli bir atılım gerçekleştireceğine inanıyoruz. Bunun için de kalıcı, istikrarlı ve sürdürülebilir bir ekosistem oluşturmamız gerekiyor. Bu ekosistemi kurabilmenin birinci adımı da güçlü bir altyapıdan geçiyor. Bu manada biz toprağa birinci tohumu futbol akademileri projemiz ile attık. Muhteşem lig kulüplerimize akademi kurma mecburiyeti getirdik. 2024 yılının sonuna kadar tüm Üstün Lig gruplarının akademi kurmaları gerekiyor. Bu alanda antrenörlerimizi eğitmeye başladık. Şu anda 6-9 yaş ortası için 2 antrenör, 9-13 yaş ortası için 2 antrenör, 14-17 yaş ortası için 3 antrenör, yeniden 17-19 yaş ortası için 3 antrenör, 1 de yönetici olmak üzere 11 kişi yetiştiriliyor. 20 kadromuz var ve toplam 220 kişi eğitiyoruz. Nisan ayında çalışmayı başlattık. 6 ay boyunca antrenörlerin fiyatlarını TFF olarak biz karşılayacağız. Gelecek yıl 1. Lig için de akademi mecburiliği getireceğiz. Bu çalışmalar bugünden yarına olacak şeyler alışılmış ki değil. Biz toprağa bir tohum atıyoruz. Âlâ niyetle gece gündüz çalışıyoruz. Futbol akademisi projemizin tam olarak işler hale gelmesiyle hem kulüplerimiz hem ulusal kadrolarımız büyük bir kazanım sağlayacak.”
“CUMHURİYETİMİZİN 100’ÜNCÜ YILINDA 100 BİN ÇOCUĞA ULAŞMAK İSTİYORUZ”
TFF Lideri Büyükekşi, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Toprağa ikinci tohumu da inşallah bugün Ulusal Eğitim Bakanlığımız ve Gençlik ve Spor Bakanlığımız ile yapacağımız iş birliği ile atacağız. Ünlü Fransız teknik adam Arsene Wenger, “Futbolcular bitki üzeredir. Çok küçük yaşta yani şimdi filizken hakikat ve sağlıklı yetiştirilmesi gerekir. Fizikî, zihinsel, teknik, taktik hünerlerini geliştirmek ve güzel futbolcu, uygun insan olmalarını sağlamak için küçük yaştan itibaren düzgün eğitim almaları gerekir. Hasılı “ağaç yaşken eğilir” diyor. Bizler, Avrupa’da yaptığımız incelemelerde çocukların futbol eğitimine 6 yaşında başladığını gördük. Ayrıyeten bu eğitim, Avrupa’da kulüplerin ve okulların iş birliği ile organize bir formda yürütülüyor. Biz de imzalayacağımız işbirliği protokolüyle her iki bakanlığımızın uyumunda ilkokul ve ortaokullarda çocuklarımıza futbol eğitimi vereceğiz. Projemizle birlikte Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 100 bin çocuğa ulaşmak istiyoruz.”
“HEDEFİMİZ HER VİLAYETTE KRİTERLERE UYAN YAKLAŞIK 20 OKUL SEÇMEK”
Okullarda futbol eğitimini verecek öğretmenlere farklı düzeylerde bilgiler verileceğini anlatarak, şunları kaydetti:
“Hedefimiz her vilayette kriterlere uyan yaklaşık 20 okul seçmek. Toplam 300 civarında okuldaki öğretmenlerimize antrenörlüğün birinci evre eğitimini vermek. Burada, ilkokulda 3000-3500 sınıf öğretmenine, ortaokulda 2500-3000 vücut eğitimi öğretmenine antrenörlük eğitimi vermeyi planlıyoruz. İlkokul öğretmenlerimize antrenör eğitiminin en alt basamağı olan “Gönüllü liderlik antrenör eğitim” programı çerçevesinde eğitim vereceğiz. Ortaokulda misyon yapan Vücut Eğitimi öğretmenlerimize ise futbol uzmanlık alanında eğitim vereceğiz. Bu eğitimler yüz yüze ve çevrim içi olarak gerçekleştirilecek. Antrenörlük eğitimi alan öğretmenlerimize diploma vereceğiz. İlköğretimde başlatacağımız bu proje ile çocuklarımıza okullarda genç yaşta futbol kültürü kazandırmış olacağız. Ayrıyeten, futbol alanındaki öğrencilerimizin okuldan kulüplere geçişine daha sistematik bir yapı kazandırmayı hedefliyoruz. Ayrıyeten, spor liselerinde futbol branşına yönelik özel çalışmaların yapılmasını istiyoruz. Futbol temalı spor liseleri ile yan branşı futbol olan spor liseleri sayısının ortak geliştirme çalışmaları ile arttırılmasını planlıyoruz. Bildiğiniz üzere, futbol akademileri kapsamında Hollanda ve Belçika’ya gittik. Orada kulüplerin futbol akademilerinde yer alan çocukların haftanın 4 gününü çift idmanla ve 1 gününü maç yaparak geçirdiğini gördük”
“GELİŞİMİ DAİMA OLARAK TAKİP EDECEĞİZ”
TFF Lideri Mehmet Büyükekşi, şu sözlerle konuşmasını tamamladı:
“Biz de bu iş birliği projesiyle kulüplerin altyapılarında yer alan yetenekli atletlerinin veli müsaadesi dahilinde kulüp idmanlarına daha fazla katılabilmesini sağlamak istiyoruz. Bu manada ulusal eğitim bakanlığımız, ilgili mevzuatlarda gerekli düzenlemeleri yapıyor. Öğrencilerin muafiyetlerine dair mühletleri arttırıyor. Protokolümüz burada kelamlı olarak söz ettiklerimizle sonlu kalmayacak. Gelişimi daima olarak takip edeceğiz. Her iki bakanlığımızla yapacağımız istişarelerle proje kapsamlarını da daima genişletebileceğiz. Yeni projeler ortaya koyabileceğiz. Hem futbol gelişim projesi ile hem de futbol akademilerinden yetişecek çocuklarımızı disiplinle, aşkla harmanlayıp dünya çapında yıldızlar çıkarmayı hedefliyoruz. Toprağa attığımız bu tohumları sabırla, şefkatle ve itinayla yeşerteceğiz. Genç yaşta, yanlışsız ve kaliteli eğitimle yetiştireceğimiz çocuklarımızın, gençlerimizin Türk futbolunun lokomotifi olacağına inanıyoruz. Bu kıymetli projelerin emeline ulaşması için futbolumuzun tüm paydaşlarının gerekli katkıları yapacağına yürekten inanıyorum. Futbolumuzda dönüm olacak işbirliği protokolümüzün hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bizlere her vakit takviye olan sayın bakanlarımıza ve ilgili tüm bürokratlarına sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum.”
